Kredi kartı asgari borcunu ödeyip geçenler yandı, devasa bir ödeme yapmak zorunda kalacaklar

Türkiye’de bozulan ekonomi ile beraber kredi kartı kullanımları son dönemde bir hayli artmıştı. Hatta tüketiciler nasıl olsa taksit yaptırıp asgari borcunu ödüyorum diye düşünerek fütursuzca alışveriş yapabiliyordu.

Ancak durum artık öyle değil. Tüketimi azaltıp tasarrufa yönlendirmek isteyen yeni ekonomi yönetimi ile beraber kredi kartının kullanım alanları bir hayli daraltıldı. Özellikle akıllı telefon ve benzeri cihazlarda taksik seçenekleri artık ya 3 olarak sınırlı kalıyor veya da hiç olmuyor.

Hal böyle olunca da kullanıcılar bir ürün alacaksa birikim yapmak durumunda kalıyor. Bu, aşırı ısınan ekonominin soğuması ve enflasyonun düşmesi için en etkili ve yaygın yöntem. Zira bir şeye talep ne kadar az olursa o şeyin fiyatı da aynı oranda düşer, en kötü ihtimalle artmaz. Dolayısıyla da enflasyon düşer ya da artmaz. Uzun lafın kısası satın alma olmazsa enflasyon da olmaz.

Tüm bu konulara girmemizin sebebi kredi kartı kullanımlarıyla ilgili. Evet, konumuzun başına dönersek hükümet kredi kartında taksit seçeneğini çok ciddi anlamda kısıtladı ve hatta bazı ürünlerde sıfıra indirdi.

Ayrıca kredi kartının asgarisini ödeyip geçenler için de kötü haber gecikmedi. Asgari borcu ödeyip geçenler için faiz oranları arttırıldı ve böylece kullanıcıların tüketimi azaltılmaya çalışıldı. Aslında bu işe de yaramış gibi duruyor. Günümüzde kredi kartı kullanımlarının düşmeye başladığını görmek mümkün.

Mesela insanlar artık en son çıkan modeli satın almak yerine mevcut telefonunu bozulana kadar kullanma yoluna gidiyor. Bu da borçlanmayı azaltıyor, tüketimi azaltıyor ve de tasarrufu arttırıyor.

Yüksek faiz oranlarına takılmak istemeyenler ise kredi kartının asgarisinden daha fazlasını ödeyerek borcunu tamamen kapatma yoluna gidiyor. Hatta kullanıcıların artık kredi kartlarını kapatmak istediği de gelen bilgiler arasında yer alıyor.

İşte tüm bu sebeplerden dolayı kredi kartı kullanıcılarının artık bir hayli dikkatli olması gerekiyor.

Author: Seher Alp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir